Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kesin karar vermek | resolve f. | ||
I resolved to break up with her cleanly. Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kesin karar vermek | resolve f. | ||
She resolved to stop smoking. O sigarayı bırakmaya kesin karar verdi. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | kesin karar vermek | rule in f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Law | ||
Hukuk | davanın reddine kesin olarak karar vermek | order a peremptory nonsuit f. |